Vakti zamanında beğenip de not aldığım sözlerin bir gün beni teselli için zihnimde canlanacağını düşünmüş müydüm acaba? :)
Ortaokul zamanları, prep. class'da tahtaya yazıldığı ilk anda ezberlediğim bir sözdü, bu: east or west home is best:) birkaç gündür yaşadığım avrupa/anadolu yakası çekişmesine de son verdi. o hiç bırakamayacağımı düşündüğüm avrupa yakası'nda saatlerimi sayar oldum şimdi, bir an önce anadolu yakasındaki evime gidesim var...
Hani derler ya, insan kendini nereye ait hissediyorsa orada mutludur diye.. Sanırım mesele doğu/batı, anadolu/avrupa meselesi değil.. Sen kendini nereye ait hissediyorsan, nerede yuvanı kurduysan orası sana güzel geliyor ve gün sonunda ne olursa olsun bir an önce oraya ulaşma isteği duyuyorsun içinde...
Dışarıda çok güzel bir manzara var... Yağmur camlara vuruyor, turistler yollarda koşturuyor, deniz dalgalanıyor ve ışıklar birer ikişer yanıyor... Bana da evimin yolunu tutmak kalıyor:)
P.S; Düğün, kına gecesi güncelerimi paylaşmadan önce silkeleneyim istedim:)
8 Aralık 2011 Perşembe
1 Kasım 2011 Salı
If you don't like where you are then change it. You are not a tree!
Hem gezme sevdası, keşif hevesi, hem sonbahar, hem radyoda çalan şarkılar her zaman gitme isteği uyandırır, içimde; ama BUGÜN nedense her günden, her zamandan farklı olarak saatlerce bir yerde oturmak, odama girip saklanmak istiyorum. Hiçbir yere gidesim, kimselerle görüşesim halimi anlatasım yok! E zaten anlayan da yok! Bir; bir zamanlar iletime yazdığım yazıya bakıyorum bir de şimdiki ruh halime...
İşyerinde battaniye altına giremeyeceğime göre fondaki müziğe gömülerek idare edeceğim, bugünü ve ruh halimi. Bir fincan nescafe bana, sıradaki şarkı da sizlere olsun...
"Yine yüzünden düşen bin parça
Dalıp dalıp uzaklara iç çekiyorsun
Eğer bıçak kemiğe dayandıysa
Niye bu amansız acıya göz yumuyorsun?
Akıl karı değil ıstırabın böylesi
Bu aşk değil esaretin ta kendisi
Ben senin yerinde olsam
Ufak ufak uzarım durmam
Pılımı pırtımı toplar giderim
Bakmam gözyaşına bakmam
Bir dakika bile katlanmam
Sevene zulmedeni ezer geçerim
Sevene zulmedeni yakar geçerim
O halden anlamıyormuş sanıyorsam
Sen niye üzülüp kahroluyorsun?
Sonucun vebali onun boynuna
Bırak inceldiği yerden kopsun..."
İşyerinde battaniye altına giremeyeceğime göre fondaki müziğe gömülerek idare edeceğim, bugünü ve ruh halimi. Bir fincan nescafe bana, sıradaki şarkı da sizlere olsun...
"Yine yüzünden düşen bin parça
Dalıp dalıp uzaklara iç çekiyorsun
Eğer bıçak kemiğe dayandıysa
Niye bu amansız acıya göz yumuyorsun?
Akıl karı değil ıstırabın böylesi
Bu aşk değil esaretin ta kendisi
Ben senin yerinde olsam
Ufak ufak uzarım durmam
Pılımı pırtımı toplar giderim
Bakmam gözyaşına bakmam
Bir dakika bile katlanmam
Sevene zulmedeni ezer geçerim
Sevene zulmedeni yakar geçerim
O halden anlamıyormuş sanıyorsam
Sen niye üzülüp kahroluyorsun?
Sonucun vebali onun boynuna
Bırak inceldiği yerden kopsun..."
28 Ekim 2011 Cuma
Pembe Hayaller, Pamuk Şekerler, Güzel Prensesler...
Pamuk şeker heyecanlarıma bir yenisini daha ekledim ve işte naranaraaammmm ben de blog dünyasına adım attım:) Bu serüvenimin pamuk şeker gibi lezzetli, tatlı ve hiiç vazgeçilmeyecek olmasını diliyorum:)
"Bismillahirrahmanirrahim,
Rabbi yessir velâ tuassir Rabbi temmim bi'l-hayr."
(Rabbim! kolaylaştır, zorlaştırma. Rabbim hayırla sonuçlandır.)
Hayırlı uğurlu olsun :)
"Bismillahirrahmanirrahim,
Rabbi yessir velâ tuassir Rabbi temmim bi'l-hayr."
(Rabbim! kolaylaştır, zorlaştırma. Rabbim hayırla sonuçlandır.)
Hayırlı uğurlu olsun :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)