1 Kasım 2011 Salı

If you don't like where you are then change it. You are not a tree!

Hem gezme sevdası, keşif hevesi, hem sonbahar, hem radyoda çalan şarkılar her zaman gitme isteği uyandırır, içimde; ama BUGÜN nedense her günden, her zamandan farklı olarak saatlerce bir yerde oturmak, odama girip saklanmak istiyorum. Hiçbir yere gidesim, kimselerle görüşesim halimi anlatasım yok! E zaten anlayan da yok! Bir; bir zamanlar iletime yazdığım yazıya bakıyorum bir de şimdiki ruh halime...

İşyerinde battaniye altına giremeyeceğime göre fondaki müziğe gömülerek idare edeceğim, bugünü ve ruh halimi. Bir fincan nescafe bana, sıradaki şarkı da sizlere olsun...

"Yine yüzünden düşen bin parça
Dalıp dalıp uzaklara iç çekiyorsun
Eğer bıçak kemiğe dayandıysa
Niye bu amansız acıya göz yumuyorsun?

Akıl karı değil ıstırabın böylesi
Bu aşk değil esaretin ta kendisi
Ben senin yerinde olsam
Ufak ufak uzarım durmam
Pılımı pırtımı toplar giderim

Bakmam gözyaşına bakmam
Bir dakika bile katlanmam
Sevene zulmedeni ezer geçerim
Sevene zulmedeni yakar geçerim

O halden anlamıyormuş sanıyorsam
Sen niye üzülüp kahroluyorsun?
Sonucun vebali onun boynuna
Bırak inceldiği yerden kopsun..."